Cuma Hutbesi: Orucun Müslüman Şahsiyetinin İnşasındaki Rolü

Ramazan ayı oruç ayıdır. Oruç madden ve manen kişiyi olgunluğa eriştiren, kemale ulaştıran bir ibadettir. Bu fırsatı iyi değerlendirerek hayatını düzene sokan insanın, manevî kazanımlarını sürekli kılması kendi elindedir. Her yıl tekrar eden ramazan ayı, daha önce fırsatı kaçırmış olanlara her şeye yeniden başlama imkânı sunmakta, hatalardan samimiyetle dönenler için ömrün tamamını kâra çevirme şansını tanımaktadır. Oruç ibadeti için Rabbimiz bizlere: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” ayetini indirmiştir.

Peygamber Efendimiz de, “Ramazan orucunu inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.”müjdesini vermiştir.

Aziz Müslümanlar;
Oruç tutmak nefse hakim olmayı öğretmektedir. Oruç tutan mü’minler nefislerini bir ay boyunca dizginleyecek, sadece aç kalıyor gibi görünmeyecek ve nafile namazlardan mukabeleye kadar birçok sünnetini ihya ettiğimiz Peygamber Efendimiz gibi, bu ayı ibadetlerle taçlandırırken, sosyal alandaki temsilini de ihmal etmeyecektir. Özellikle sadece bedenine değil, ruhuna da oruç tutturanlar, dilini kötü sözlerden, aklını yanlış düşüncelerden, kulağını hatalı şeyleri (sözleri) dinlemekten, gözü ile yanlışa bakmaktan, eli ile yanlışı tutmaktan, ayağı ile yanlışa gitmekten ve mideyi, haram lokma yemekten koruyanlar Cennete Reyyan kapısından gireceklerdir.

Kardeşlerim;
Bununla birlikte bazılarımız tuttuğu oruç ya da kıldığı namazla tutarlı olmayan tutum ve davranışlar içinde olabiliyor.

Bir tüccar düşünelim. Beş vakit namaz kılıyor; kasası da para dolu; ama borcunun ödeme zamanı gelince “param yok, daha sonra ödeyelim” diyor. Eğer birisi bu tüccarın bu davranışını fark edip kendisini uyaracak olursa, “O iş ayrı, bu iş ayrı. Namazla karıştırmayın.” diye cevap veriyor. Acaba gerçekten namaz ile ticaret ayrı mı? Namaz kılan bir insanın, işinde, ticaretinde ve hayatın her safhasında dürüst olması gerekmez mi? Aynı şekilde bütün ibadetlerini harfiyen yerine getiren başka bir Müslüman işadamı söz verdiği mallardan daha düşük kalitede malları gönderiyor. O zaman bu kişinin, tuttuğu oruç ile tutarlı davrandığını söyleyebilir miyiz? Bir araba sürücüsü, oruçlu olduğu halde önüne gelene bağırarak arabayı sürüyor. Oruç tutmak ve küfür etmek tutarlı bir davranış mı?
Oruç ibadeti insanların sözlerine, dillerine ve sinirlerine hâkim olmalarını gerektirir.

Kıymetli kardeşlerim;
Ramazan ayı; Allah’a layık kul Resulüne de layık ümmet olmanın en önemli vesilelerinden biridir. Rahmet ikliminde bir ay oruç tuttuktan sonra kendilerini sinirli kabul eden insanlar daha yumuşak ve hoşgörülü olmuyorlarsa ve kötü davranışlarını terk ederek iyi bir insan, kaliteli bir mümin olmanın yollarını aramıyorsa, oruç tutmak sadece sahurla iftar arasında aç ve susuz kalmak mıdır? Yalan söylemek orucu bozanlar listesinde yok diye, yalan söylenebilir mi? İbadetlerimizin, aynı zamanda, bizim iyi ve doğru insanlar olmamızla ilgisi yok mudur?
Kalbimizi ve bütün organlarımızı kötülüklerden kurtarmak ve ibadetlerle Allah’u Teâlâ’nın sonsuz rahmet ve mağfiretine erişmek için, bu ayın iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.

Hutbemi Sevgili Peygamberimizin bir hadisiyle tamamlamak istiyorum. “Oruç bir kalkandır. O halde oruçlu kötü söz söylemesin. Oruçlu kendisiyle çekişip kavga etmek isteyen kişiye ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin…”

Fatih Oruç
Germersheim DİTİB Camii Din Görevlisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.