Bugün günlerden “Gençlik Sohbeti”. Bu aksam saat 18:20’de tüm erkek kardeşlerimizi bekliyoruz. Çaylar bizden 🙂

Sabah namazı “Rabbim seni uykumdan çok seviyorum” demektir! Hayırlı Cumalar…

Sevgili Gençler! Sizi Allah için sevdiğimi bilirsiniz. Yarın sizi maç için değil sadece sohbet etmek için davet ediyorum. Gençlik hayatın en verimli çağıdır. Uçurumların kenarıdır. Sizi en iyi kendiniz bilirsiniz. Hayat durmadan akıyor, gençlikte bir gün gidecek. Hayatı dolu dolu yaşayın. Fakat inanın inançla yaşamak kadar güzel bir şey yoktur. Nasıl anlatırım diye düşünüyorum. Bir çocuğun kalbine, bir gençin yüreğine …

İnanan ama inancından taviz vermeyen; Fazileti ahlâkta arayan medeniyetine sevdalı bir gençlik uğruna çalışanlardan eyle bizi Allahım…  

”(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya Suresi 107. Ayet.) Dualarda buluşmak üzere…

18.11.2015 Çarşamba günü Camimizin misafirleri Hans-Ehrenberg-Schule Gymnasium öğrencileriydi. Yardımcı olan Cemil Sahinöz kardeşimize çok teşekkür ederiz.  

الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَّا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِن تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِن فُطُورٍ ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ “O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahman’ın yaratışında hiçbir düzensizlik göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk Suresi …

Çat kapı, aniden gelir. Beklenmedik bir zamanda kapıyı çalar. Hazırlıksız yakalar. Zil çalmaz, müsaitmisiniz de demez. Nerede olursanız olun sizi bulur. İzinde istemez. Vaktini o bilir. Sana ne zaman geleceğini bildirmez. Vakit gelince, ne bir an öne, ve de bir an geriye bırakmaz, emanetini alır sahibine iade eder. Onun için en muhkem/sağlam kaleler, en kaliteli kilitler bile farketmez. Onun giremeyeceği …

Yolunda gitmeyen bir şeylermi var? Allah’a Güven “Rabbin seni terk etmedi,, Duha Suresi 3. Ayet Meali

Aziz Kardeşlerim; Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor; “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma, çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri delebilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.”[1] Kibir iki kısımdır: Birincisi, Firavun ve Ebu Cehil gibi Allah’a ve Peygamberine karşı kibirlenip küfre düşmek; ikincisi de insanlardan kendisini büyük görüp, onlarla alay ve istihza ederek günaha düşmektir. Kendini üstün, başkalarını küçük görme …