Nankör

Nankör, inkar eden, iyiliği bildiği halde değer vermeyen, kendi çıkarı için her şeyi satabilen kimsedir. Kafirde iyilik bilmez. Kendisine sunulan onca nimetlere şükretmez. “Bana şükredin, nankörlük etmeyin.” İlahi kelamı, kadir kıymet bilin, size sayısız nimetler sunan Rabbizi tanımamazlık yapmayın,ona şükredin. Şükür kendi çinsinden olur. Bedenin şükrünü mal ile ödeyemezsin. Mali ibadetlerin şükrünüde bedenle ödeyemezsin.
Nankör aynı zamanda iki yüzlüdür. İstikamet sahibi olmadığı için, kalbi din üzerinde sabit değildir. Peygamberimizin en çok yaptığı dualardan biriside: “Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dininde sabit kıl” münacatıdır. Nankör yemek yediği çanağı/tabağı pisleyen ahlaksız birisidir. Nankör girdiği delikten çıkmayan köstebek gibidir. Rüzgar hangi tarafa eserse o tarafa döner. Bedel ödemek istemez. Çünkü imanın bir bedeli vardır. İman, bir söz verme ve sözünün eri olmadır. İnandığı değerler uğrunda malıyla canıyla mücadeledir. Nankörün kazancı mezara kadardır.
Kazandım dediği anda kaybetmiştir. İmanlı hayat en büyük kazanımdır.
Bütün insanların kromozomları aynıdır. Sistemleride aynıdır. Dolaşım, solunum, boşaltım.. İnsanın değeri, ayarındadır. O nu değerli kılan inandığı, iman ettiği kutsallardır. İnanır sıddık olur. İnkar eder kezzap olur. Aynı sokakta oyun oynarlar. Daha sonra bakarsın farklı farklı saflarda yerlerini almışlardır. İnsanın durduğu saf onun adresidir. Mü’min hak, adalet ve doğruluk safındadır. O yaradanına teslim olmuştur. Aklını kullanır, hiçbir zaman aklını vahyin önüne geçirmez.
Nankör nimetlere kavuşunca şımarır, elindekiler gidince ümitsizleşir. Mü’min bir yaprağın bile Rab’bin izni olmadan düşmeyeceği inancıyla hareket eder. Her işinde muradı ilahiye teslim olur. Bu demek değildir, iradesini kiraya veren. Mü’min cüzü iradesini külli irade istikametinde sabitleyendir. O kerameti kendisinden bilmez. Çalışır, çabalar, gayret eder, sebeblere tevessül eder, işin sonunda da tevekkül eder.
Nankörler, aynı zamanda hain insanlardır. Kendi hazları için dünyayı ateşe verebilirler. Peygamberler güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen seçilmiş kişilerdir. Peygamberimizde:  “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyurmuştur. Her peygambere oranın güç sahipleri karşı gelmişlerdir. Her Musa’nın bir Firavunu olmuştur. Burada önemli olan Musa aleyhisselam gibi duruş sergiliyebilmektir. Şu anda bizim peygambermiz, Kerim Kitabımızla aramızdadır.. Onun ahlakı Ku’randı buyuran Hz.Aişe annemizdir. Bizler deryalar içinde susuzluk çekmeyelim. Hidayet, yol gösterenin rehberliğinde istikametimizi sabitleyelim.
Nankörler iyilikleri hiç görmezler veye görmemezlikten gelirler. Nankörlere güven duyulmaz. Gereğinden fazla değer verdiğin insanlara her zaman dikkat et, nankör olabilirler. Ayarları dünyevi olanların seciyeleride maddidir. Alınıp satılırlar.. Sığırcıklar gibi yem buldukları yerlere üşüşürler.

“Nankör insan her şeyin fiyatını bilen fakat hiç bir şeyin değerini bilmeyen insandır” (Oskor Wilde)
“Nankörlük zayıf insanların işidir. Kudretli insanların içinde asla nankör olana rastlamadım.”(Johann Wolfgang von Goethe)
“Nankörlük sevginin mezarıdır.”(François de la……)
“Toprak nankör bir adamdan daha kötü bir şey yetiştirmemeiştir.”(Ausonius)
“İnsanlara kendilerini nankörlüğe mecbur edecek kadar büyük hizmetlerde bulunmayınız.”(Balzac)
O kadar güzel ve ibretli sözler var ki. Atalarımız o kadar inci mercan sözler söylemişler ki…. “ Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az” Rabbimizde hep düşünmezler mi..,,,.
akletmezler mi.. ihtarlarını hatırlatıp durur..

Vefa İstanbulda bir semt adı olarak kalmasın. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını teneffüs etdiği vatana ihanet en büyük nankörlüktür. Biz vatanı “anne” kadar sıcak biliriz. Doğuştan vatana düşman olanlar, onun kıymetini anlayamazlar…..

 

Mustafa ÇELİK

Ditib Sennestadt

Beyazıt Cami

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.